
DEYİM
En az iki sözcüğün kalıplaşarak kendi anlamları dışında başka anlam ifade edecek şekilde kalıplaşmasına deyim denir.
Deyimlerin çoğu, bir olay sonucu oluşmuştur. Bu yüzden birçok deyimin öyküsü vardır:
MÜREKKEP YALAMAK
Mürekkep yalamak deyimi, hayatının önemli bir kısmını öğretimde geçiren, bilgi yolunda ömür tüketen kimseler için söylenir.
Eskiden mürekkep içinde bezir isi bulunduğundan yazma işlemi sırasında yapılan bir yanlışlık ancak yalamakla silinebilirmiş. Eskiden okuma–yazma bilenler pek azmış. Bir şeyler yazacak kadar bilgisi olanlar el üstünde tutulurmuş. Bunların mürekkep yalamaları bile üstünlük sayılırmış.
Bugün mürekkep yalamak deyimi çok yaygın şekilde kullanılmaktadır.

Deyimlerin bir kısmı da Nasrettin Hoca fıkralarından esinlenerek oluşturulmuştur:
Yorgan gitti, kavga bitti.
Parayı veren, düdüğü çalar.
Öküz öldü, ortaklık bozuldu.
Deyimlerin Özellikleri
Deyimler en az iki sözcükten oluşur. Bir sözcük tek başına deyim oluşturmaz.
Başlı başına, pabucu dama atılmak, eski tüfek…
Deyimlerdeki sözcüklerin yeri değiştirilemez ve sözcüklerin yerine eş anlamlıları konamaz. Aksi durumda anlatım bozukluğu oluşur:
Kesesine güvenen borazancıbaşı olur. (yanlış, anlatım bozukluğu)
Nefesine güvenen bozancıbaşı olur. (doğru)
Şimşir tarak kel kafaya… (yanlış, anlatım bozukluğu)
Kel kafaya şimşir tarak… (doğru)

Elindeki her şeyi arkadaşlarıyla paylaşır, gemisini yürüten kaptandır, derdi.
Deyimlerin Oluşum Biçimleri
Söz öbeği biçiminde
ağırbaşlı, püf noktası, ateş pahası, kaşla göz arasında…
Mastar biçiminde
bir taşla iki kuş vurmak, göz dikmek, kulak kesilmek…
Cümle biçiminde
Ne şiş yansın ne kebap… İsmi var cismi yok.
Deyimlerin çoğu mecaz anlamlıdır, çok azı gerçek anlamlıdır.
Gerçek anlamlı deyim örnekleri: Mecaz anlamlı deyim örnekleri:
Sırayla değil, parayla… İyi gün dostu
Hem suçlu hem güçlü… Kulak kabartmak
Çoğu gitti, azı kaldı. Dil dökmek
Kimi kimsesi yok. Ayağa düşmek
Yükte hafif pahada ağır. Burnundan kıl aldırmamak
YILMAZ ELGÜN